1 Ağustos 2012 Çarşamba

Venedik..

Masal gibi şehir..Aşıklar şehri de diyebiliriz,kanalları,köprüleri,mimarisi, gondolları ile çok romantik bir şehir bence..

Aslında tam anlamıyla tombaladan çıktı desem,biz geçen yıl kardeşler anlaştık İtalya'nın Cinque Terre bölgesine (beş köyler) gidecektik.Geçen yıl sonbaharda şidettli yağışlar bu bölgeyi mahvetmiş ciddi hasarlar meydana gelmiş olduğu için vazgeçtik.Ben zaten yoğunluk içinde olduğum için tüm organizeyi onlara bıraktım.Nereye gidelim derken en yakın Venedik oraya gidelim dediler.Böylece onlar herşeyi ayarladı ben son dakika katıldım.
8 Haziran sabah 05.00 sularında yola çıktık.Üç saat sonra İtalya'daydık hemen sınırı geçince yine çok güzel bir yerleşim yeri olan Como da mola verdik.Vaktimiz olsa gezebilseydik orasıda görülmeye değer.Hemen sahile Como gölünün kıyısına park ettik.Göl manzarası harikaydı sabahın erken saatleri olduğu için birkaç yaşlı yürüyüşe çıkmış,bir grup genç koşuya çıkmış.Bulunduğumuz yer Villa Olmo'nun bahçesiydi kocaman bir parkın içindeki villa zamanında Napoleon gibi ünlüleri ağırlamış.
Ordaki cafenin açılmasına bekleyip birşeyler içtikten sonra yolcu yolunda gerek deyip yola çıktık.



Öğlen saatlerinde Venedik'e ulaştık.Köprüyü geçtikten sonra motorlu taşıtların gidebildiği son nokta Piazzale Roma da araçları otoparka bırakıp hemen ordaki turizm bürosundan kendimize vaporetto biletleri aldık.Venedik'in içinde tüm ulaşım su yoluyla olduğu için her yere vaporetta denilen deniz otobüsü diyebileceğimiz araçlarla yapılıyor.Biletler tek gidiş 6.50 euro ama 24-32-72 gibi abonement kartlar almak en mantıklısı biz 24 saatlik bilete 25 euro ödedik.İlk bindiğinizde duraklardaki okutma yerlerinde okutuyorsunuz bir kere sonra 24 saat istediğiniz kadar binin.Yemek içmek konusunda öyle çok şahane bir yemek yemedim açıkcası zaten gezmekten öyle yoruluyorki insan ne olursa yerim diyor :) ara sokaklarda ayak üstü pizza,sandeviç,salata satan 3-4 euroya yiyebileceğiniz yerlerde var.Restoranlarda turist menüsü koymuşlar iki çeşit et ya da balık ürünü eh fena değildi.Venedik evet pahalı bir şehir ama görmeye değer.


Otelimize yerleşip dışarı çıkmamız üçü buldu.Önce sokakları keşfe çıktık,daracık sokaklar her sokağın bir yerde kanalla buluşması,sonra o sokakları birbirine bağlayan köprüler dedim ya bana masal şehri gibi geldi.Dünyanın her yerinden turistle doluydu,herkesin elinde kamera her yerde fotoğraf çekinen insanlar.Tek olanlarda arada sizden bir resminizi çekmenizi istiyor :) eh hatıra kalsın.
Altta fiesta yazmışım :) o aslında siesta olacaktı ben yapmışım fiesta neyse oda tatil anlamındaymış ;)
Venedik gibi yoğun turist akımına uğrayan bir şehrin 14-16 arası siesta deyip tüm kapılarını kapatması ;restoran,dükkanlar vs.. bende şaşkınlık yarattı.Biliyordum İspanya ve İtalya da böyle olduğunu ama hani bizde öyle bir şehir 24 saat açık alışmışız ya şaşırdım yani..Ama dün okuduğum gazete de İspanya başbakanı siestayı kaldırma kararı almış,çünkü işsizlik oranının yüksek olduğu ve tam turizm mevsiminde siesta yapmak çok büyük kayıplara neden oluyormuş ekonomi açısından.Siesta bu arada öğlen uykusu anlamına geliyor biliyordur herkes ama yazayım ;) canlarının kıymetini biliyorlar yani..
Venedik sokaklarında kaybolmamak mümkün değil sanırım bu yüzden artık her köşe başında sarı okla en ünlü meydanlara ulaşabileceğiniz tabelalar var.Venedik sokaklarında o kadar çok Türke rastladık ki bir günde sanki Venediği keşfetmiş gibi yol tarifi bile verdik.
Venedik gerçekten açık hava müzesi gibi başınızı hangi tarafa çevirseniz muhteşem bir mimariyle göz göze geliyorsunuz.St.Marco meydanı en ünlü ve buluşma noktası gibi,Rialto köprüsü,Accademia en çok yoğunluğun olduğu yerler.


Grand Canal adı üstünde en büyük kanal küçük kanallar bu kanala bağlanıyor.Vaporettoların 1 nr lısına bindiğiniz zaman bütün duraklara uğradığı için Grand Canalı baştan başa gezmiş oluyorsunuz.2 nrlı vaporetto belli duraklara uğruyor.Canal da bir yanda gondollar bir yanda vaporettolar gidip geliyor.Gondol deyince benim binmek gibi niyetim yoktu ama çoğunluk binelim deyince bindik.Altı kişilik gondallar 80 euro eğer isterseniz efendim paranız çoksa ;) size serenad yapacak kişilerde kiralayabiliyorsunuz.Hepsinin sesinin güzel olduğunu söyleyemem,bir iki gördük de..
Daha adalar var biz Burano ve Murano adalarına gittik.O kadar çok yazacak şey varki bir sonraki yazıya kalsın.Bu kısaca tanıtım diyelim daha çok keyifli ve komik anılar var.

1. resim Villa Olmo
2.resim bahcesi ve Como gölü
3.resim Grand Canal
4.resim Ahlar köprüsü

7 yorum:

  1. sevgili Asis:)
    (sureyyam)
    Ne kadarda hoş anlatmışsın sanki seninle gezdim...Kızkardeşimde çok beğenmişti gezdiğinn yerleri...resimlerde müthiş...
    sevgili asis...Yurdumuzda böyle suni Venedikler öyle çok ki bir yağmura bakıyor... Bizde gondol yok ama yüzen arabalar hatta bazen tırlar koltuklar sandalyeler cabası insanlar...
    örnekleri çoğaltırız daha istersen...geç saatler sureyyam yatar sevgili asise sevgiler bırakır kucak kucak...
    sureyyam

    YanıtlaSil
  2. Asisim,Venedik'de 1000 gün adlı kitap okudum geçtiğimiz kış, konusu süper ama çevirisinin berbatlığı ile kabus olacaktı neredeyse Venedik:)) Neyse sen o algımı kırdın...
    Çok güzel bir tatil olduğu çok keyifli olduğu satırlarından bize öyle güzel yansımış ki.

    ÇOOK ÖPTÜM

    YanıtlaSil
  3. Selam Sureyyam,nasılsın hala dönmeye niyetin yok mu ? Cok sevgiler,opuyorum.
    ..........................................
    Lalem kısa ama güzeldi gercekten.opuyorum canım.

    YanıtlaSil
  4. usul usul yazmaya başladım sanki yine milliyet blogda...Halide blog adım..sevgiler asisim...

    YanıtlaSil
  5. harika bir venedik gezisi olmuş
    ben de çok istiyorum görmeyi ben de
    sana keyifli günler diliyorum arkadaşım

    YanıtlaSil
  6. önümüzdeki bende kısa bir venedik turu istiyorum, eğer İSviçre seyahetimde gidemezsem..
    Siz trenle mi gittiniz.

    YanıtlaSil
  7. Zeynep biz arabayla gittik,görülmeye deger bir sehir.

    YanıtlaSil

Hoşgeldin :)içinden geldiği gibi...

LinkWithin

In Verbindung stehende Pfosten mit Thumbnails